İnsan cinselliği zihinsel, duygusal ve fiziksel faktörlerin kompleks bir karışımıdır. Bunlarda olan bir sorun diğerini etkiler ve dolayısıyla cinselliği de etkiler. Cinsel aktivitenin ilk aşaması cinsel istektir. İyi bir cinsellik, cinsel istekle başlar. Ancak cinsel isteği azaltan faktörler mevcuttur. Şimdi bunlara tek tek göz atalım.
Çift ilişkisinde problemlerin olması cinsel isteği en çok azaltan faktörlerden biridir. Özellikle kadınların partnerine hissettiği yakınlık duygusu azalması, cinsel isteği en çok azaltan faktördür. Partnerler arasında huzursuzluk, kavgalar, iletişim kopukluğu, ihanet şüphesi, aldatılma ve güven problemlerinin varlığı hem kadının hem erkeğin cinsel isteğini olumsuz etkiler.
Hepimiz yaşadığımız stresin duygularımızı, ruhsal durumumuzu, uykumuzu, kilomuzu olumsuz etkilediğini bilir. Eğer cinsel isteğe etkisini göz ardı ettiyseniz bilin ki yoğun stresli durumlar yaşadığımızda cinsel isteğimiz yani libidomuz düşüşe geçer. Stres sırasında vücudumuzda yükselen bazı hormonlar, seks hormonlarının salgılanmasını azaltır ve kan seviyelerinin düşmesine neden olur dolayısıyla cinsel istek azaltır. Stresli olduğumuz zaman, iş hayatımızda, evde veya ilişkilerimizde yapacak bir sürü şey, kafamızda o kadar çok düşünce varken seks insanların aklına bile gelmez. Bu kadar stres altında hem kadın hem erkek kendini çekici ve seksi hissetmez. Ayrıca stres altında iken büyük bir kısmımız yorgun, huysuz ve endişeli oluruz. Bundan ötürü ne kendimize ne de eşimize ilgi gösterebiliriz. Birde bu halimizle eşimiz bize ilgi göstermiyor. Stres ayrıca yeme ataklarına da sebep olabilir. Kan şekeri seviyelerinde de ani ve aşırı yükselmeler yaptığı için birde bu yüzden libido olumsuz etkilenir. Tabiki aşırı yemek yeme sonucunda alınan kilolar kişinin öz güvenini azaltmasıyla da seksten kaçış bir diğer cinsel istek azalmasıdır.
Kendi genital bölgesinden ve fizik yapısından hoşnut kişiler kendileri daha çekici ve seksi hissederler. Fiziksel görüntüsünü beğenen kişi, özgüvenli olurlar. Bu durumda cinsel özgüvenleri de yüksek olur. Cinsel eylemi başlatma ve sürdürme konusunda daha cesur davranabilirler. Bunun aksine kendi görüntüsünden memnun olmayan kişiler genellikle keyifsiz ve mutsuzdurlar. Hem libidinal enerji düşüktür hem de cinsellikten kaçınabilirler. Giderek cinsel istek azalır, adeta bir kısır döngü içine düşerler.
Birkaç kadeh alkol geçici bir cinsel istek uyandırıyor gibi gözükse de uzun vadede alkol cinsel isteğinizi azaltır. Testesteron adını verdiğimiz libidodan sorumlu hormonu üretimini azaltır. Hem peniste ve hem de klitoris-vajina da erojen hissi azaltır. Cinsellikten alınan haz ve zevki azaltır, orgazm olma güçlüğü yaratır. Birey haz ve keyif almadığı orgazm olmadığı cinsellikten sonra bir dahaki seks için motivasyonu azalır. Bir de şu var ki çiftlerden biri sarhoş olduğunda ve ne yaptığının farkında olmadığından karşı partnerin cinsel isteğini azaltabilir.
Günlük hayatımızın az uyumamızın birçok sebebi vardır. Gece mesaileri, çalışma hayatı, gece hayatı, bilgisayarda televizyonda çok vakit geçirmek, depresyon, stres, uyku apnesi gibi sebepler olabilir. Sebebi her ne olursa olsun az uyumak cinsel isteğimiz azaltır. Düzenli ve yeterli uyku, vücudumuzu yeniler, tazeler, bedeni şarj eder, organlar dinlenir, ruhsal açıdan deşarj eder. Uyku tüm vücut fonksiyonlarımız için olmazsa olmazdır. Yetersiz uyku uyuduğumuzda, seks hormonların üretimi azalır, kalp-damar sağlığı etkilenir bundan dolayı cinsel organların kanlanmasını bozulur, cinsellikten alındığımız hazzı ve ardından da cinsel isteğimiz azaltır.
Bazı ilaçlar da cinsel isteği azaltır. Tansiyon ilaçları, mide ilaçları, bazı antidepresan ilaçlar, antipsikotikler, antiepileptikler, kemoterapi, bazı doğum kontrol hapları, prostat büyümesi için kullanılan bazı ilaçlar.
Depresyonda olan kişilerde yaşam enerjisi genel olarak düşer. Hayattaki daha önce sevdikleri birçok aktiviteye olduğu gibi cinselliğe karşı istekleri de azalır. Daha önceden zevk aldıkları aktivitelerden daha sonra zevk almaz olurlar. Cinsellikten duyulan haz da buna paralel azalır. Depresyon tedavisiyle cinsel istek de zamanla normale döner. Ancak depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçla cinsel isteksizlik yapabilirler, özellikle tedavinin ilk aylarında bu durum daha belirgindir. Depresyonun düzelmesi ve tedavinin bitimiyle bu olumsuz etki de ortadan kalkar.
Kadınlar ülkemizde ortalama 48-50 yaş civarında menopoza girer. Yumurtalıklar artık östrojen hormonu üretmez olur. Kanda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte adet kanamaları bir daha başlamamak üzere biter ve menopoz dönemi başlar. Bazı kadınlar menopozu kadınlığın sonu, yaşlılığın başlaması, dişiliğinin kaybı gibi görür. Bazıları da artık çocuk yapamadıkları için seksin gerekmediğini düşünür. Bazıları da artık yaşlandıklarını ve seksin gençler için olduğunu düşündükleri için cinsellik yapmak istemezler. Menopoz esasında kendisi cinsel isteksizlik yapan bir durum olmamasına rağmen kadınların farklı bakış açıları sebebiyle psikolojik cinsel isteksizlik görülür. Menopozda kadın sağlığı bakımından, cinsel açıdan, tek olumsuzluk kandaki östrojen seviyesinin azalmasına bağlı ortaya çıkan vajinal kuruluktur. Bu durumunda kayganlaştırıcılarla kolaylıkla üstesinden gelinebilir.
Erkeklerde 40 yaşından itibaren başlayan, giderek artan ve 50 yaşından sonra görülme sıklığı artan bir durumdur. Artık penis gençlik yıllarındaki gibi hızlı bir sürede sertleşmemeye başlar. Veya sertliğin kalitesinde azalma görülür. Hatta boşalmadan sonra tekrar ikinci bir sevişme için 1-2 gün ve 1 hafta beklemek gerekebilir. Aslında bu değişimler yaşamla yaşlanmayla ortaya çıkan nispeten fizyolojik bir durumdur. Bazı erkekler bu durumu yaşamaya başladığında kaygı, endişe ve üzüntüye bağlı depresyona girebiliyorlar. Bazıları da nasıl olsa eskisi gibi olamayacak diye düşünür. Cinsel ilişkiden uzaklaşmaya başlar zamanla cinsel istekleri de azalmaya başlar.
Testosteron cinsel isteğin yakıtıdır. Cinsel istek oluşabilmesi için normal seviyelerde testosteron gerekir. Testosteronu düşüren her şey cinsel isteksizliğe neden olabilir. Erkeklerde yaşla birlikte testosteron üretimi azalır. Yine bazı hormonal hastalıklarda, bazı kanserlerde, alkolizmde ve şişmanlıkta testosteron seviyesi düşer ve buna bağlı olarak da cinsel istekte azalma görülür.
Aşırı kilolu olmak birçok açıdan cinsel isteği azaltabilir. Vücuttaki yağ miktarı arttıkça (özellikle göbek çevresinde) testosteron hormonu üretimi bozulur. Testosteron, cinsel isteğin başlaması için görev yapan en önemli hormondur. Kan seviyesi düştüğünde cinsel istek azalır. Ayrıca kilolu olmak cinsel eylemden alınan hazzı azaltabilir. Seks sırasında esneklik gerektiği için hareket kısıtlılığı yaratabilir. Kişinin genel fiziksel görüntüsü öz güvenini düşürebileceği için cinsellikten kaçınmasına sebep olabilir. Kalp damar hastalıkları, tansiyon yüksekliği, uyku apnesi ve şeker hastalığı gibi kronik sorunlar obez bireylerde daha fazla görülür. Kronik hastalıklarda cinsel bölgeni kan akımında bozulmalar ve sinir hücrelerinde harabiyete neden olarak penis ve klitoral vajinal hissizlikten dolayı ek olarak cinsel isteksizlik görülebilmektedir.
Yakınlık olmadan cinsellik yaşamak özellikle kadınlarda olmak üzere her iki partner de cinsel isteği azaltır. Duygusal yakınlığın olmadığı tek gecelik ilişkiler ve bunu sık tekrarlamak bir süre sonra cinsel isteğin azalmasına yol açar. Seks sadece seks değildir. Bedensel ve ruhsal bir paylaşımdır. Seks ile çifler hem fiziksel hem ruhsal tatminini sağlar. En önemli cinsel organımız beynimizdir. Sadece bedenlerin değil, ruhun ve beynin de doyurulması gerekir. Ki daha sonra cinsellik yaşamak için beynimiz bir istek oluştursun. Seksin en iyi katığı sevgidir. Yine devam eden bir ilişkide zaman içinde çeşitli nedenlerle (örneğin aldatma) duygusal yakınlık azalmışsa cinsel istekte de azalma görülür. Yeniden cinsel isteğin artması için ilk yapılacak şey önce çiftin arasında duygusal yakınlığın inşa edilmesi gerekir.
Toplumumuzda erkeklerin büyük bir kısmı cinselliği bir yarışma gibi veya bir sınav gibi görüyorlar. Başarılı olmaları gerektiğini düşünürler. Başarının zorunlu ise, yapamamada kaygı yaratır. ‘’Ya penisim sertleşmezse, ya vajinaya giremeden boşalırsam, ya partnerim orgazm olmadan önce boşalırsam, acaba penisim yeterince büyük mü? ‘’ gibi sorular, hedefler koymak iki üç defa peş peşe orgazm olmalıyım veya patrnerini zevkten kendinden geçirmeliyim’’ gibi hedefler ve bunlar gerçekleşmeyince kendini başarısız görmek… kaygı yaratır. Tüm bun düşünceler kaygılar zamanla cinselliği keyif alınan bir paylaşım olmaktan çıkarır. Hep yüksek puan alınması gereken bir sınava dönüşür ve dolayısıyla cinselliğe karşı istek zamanla azalır.
Op. Dr. Âzer Aras UluğKadın Hastalıkları, Kozmetik Jinekoloji ve Doğum
- Keşke bu kadar ertelemeseydik.
- Labioplasti ameliyatımı da sizde olmaya karar vermiştim.
- Okuyacak olan tüm bayanlara ışık ve cesaret olacak.
YorumlarSevgili Azer hocam, öncelikle iyiki varsınız iyi ki sizi tanımışım hayatımızda 12 yıl boyunca kaygılarımız oldu. Daha sonra sosyal medya üzerinden sizin paylaşımlarınızı takip etmeye başlad{...}
04.02.2024Muhterem Doktorum Azer HanımSizinle tanıştığım ve hekimim olduğunuz için çok mutluyum. İlk jinekolojik muayenemi sizde oldum. Tüm gerginliğimi ve tedirginliğimi kendinden emin duruşunuz ve {...}
08.01.2024Sevgili doktorum Azer Hanım, Biliyorum ki bu mektubum okuyacak olan tüm bayanlara ışık ve cesaret olacak. Yaşamış olduğum 3 normal doğum ve 1 kürtajdan ötürü vajinal genişleme ile oluşan {...}
01.12.2023